27 Aralık 2017 Çarşamba

Kudüs İçin Ölmek-Şövalyeler, Rahipler, Müslümanlar ve Birinci Haçlı Seferi





Kudüs İçin Ölmek-Şövalyeler, Rahipler, Müslümanlar ve Birinci Haçlı Seferi Kitap Kapağı


Kitabın orijinal dilindeki kapağı

İdefix'deki tanıtım yazısı:
''Kudüs İçin Ölmek'', insanlığın ortak belleğinde derin izler bırakan tarihsel bir dönemi ayrıntılı bir şekilde gözler önüne seren ve günümüz sorunlarına da ışık tutan tarihi bir roman.
Bilebildiğimiz tarih boyunca hep, çok önemli bir dinsel merkez olan Kudüs, günümüz dünya siyasetinin de ''Gordion Düğümü'' gibidir. Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar açısından uğruna ölünecek bir ''erek'' olan Kudüs için yapılan savaşlar ve bu yolda verilen kayıplar saymakla bitmez.

Papalık'ın yönlendirmesiyle, krallar, derebeyleri, soylular ve şövalyelerin, hangi amacı güttükleri tam olarak belli olmayan sayısız Hıristiyan çapulcu eşliğinde giriştikleri bu seferin ruhu ve duygusunu ve bu çileli serüvende insanların yaşadıkları büyük acıları bilmek, pek çok siyasi meseleye daha sağlıklı bakmayı sağlayacaktır.

Haçlı Seferleri’ne, Araplar ya da Türkler’in değil, Haçlılar’ın gözüyle bakan ''Kudüs İçin Ölmek'', uygarlığın engebeli yollarında olan bitenleri öğrenmek söz konusu olduğunda gözardı edilmesi olanaksız bir devrin, günümüze önemli göndermeler yapan sarsıcı öyküsü.

19 Aralık 2017 Salı

Rhiannon Giddens


Come Love Come-İkinci şarkıya dikkat! Türkçe alt yazı  seçeneği var.

9 Aralık 2017 Cumartesi

Michael Haneke



1942 Almanya Münih doğumlu yönetmen.
Mutlu Son, Aşk, Beyaz Bant, Ölümcül Oyunlar, Saklı, Kurdun Günü, Piyanist, Bilinmeyen Kod filmlerinden bazıları.
Filmleri sağlam bir psikoloji ile izlenmeli nasıl olsa filmi izlerken bozulacak.

8 Aralık 2017 Cuma

Türk Atı - Jeremy James

 
Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)
480 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm 
İstanbul, 2007
ISBN : 9789753902137

Alıntı - www.idefix.com


Bir İmparatorluk… Bir at… Bir seyis... Üç kent… 


Viyana, Buda, İstanbul…



1683'te Osmanlı'nın Viyana'yı kuşatmasıyla başlayan bir tarih sahnesi. 

Sahnenin önünde varlığını atıyla bütünleştirmiş ‘Gazi' yemini eden evlad-ı fâtihan bir Seyis ve kökleri Orta Asya'ya Atilla'ya ve Cengiz Han'a uzanan Türkmen soyundan bir Karaman atı Azaraks (Ateşin Oğlu). 

Kökleri gibi yaşamları da aynı olan bu iki varlığın yazgıları da bir.

Osmanlı'nın İkinci Viyana Kuşatması'nda oradalar. Bozgunu yaşıyorlar. Ardından Hıristiyan orduları Buda Kalesi'ni kuşattığında (1686) ise yine birlikteler. 'Buda düşerse İstanbul da düşer' diyorlar ve diğer Gazi'lerle birlikte kaleyi kahramanca savunuyorlar.


Ancak tarihin kırılma noktasında Osmanlı'nın yazgısını değiştiremiyor ve Buda Kalesi'yle birlikte onlar da bir İngiliz birliğine esir düşüyorlar. 

Haratlık (Ahşap Tornacılığı)






Fas'ta Haratlık mesleği





Marangoz Tezgahı


Sıkılmazsanız sonuna kadar izleyin.

Ek:
https://www.fine-tools.com/roubo-hobelbank.html

5 Aralık 2017 Salı

SENYÖR İLE SERF VE SİPAHİ İLE REAYA ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN TOPLUMSAL YAŞAMI ŞEKİLLENDİRMESİ


Bu Makale "Senyör İle Serf ve Sipahi İle Reaya Arasındaki İlişkilerin Toplumsal Yaşamı Şekillendirmesi" orijinal  adıyla Arzu Kuru Yoon tarafından yazılmıştır.



Avrupa’da Feodal Beyler ile bunun Osmanlı benzeri olan Sipahilerin görev ve yetkilerinin sınırı ve bunların yönetimleri altında yaşayan Avrupa Serfleri ve Osmanlı Reayasının sorumluluklarının ve haklarının neler olduğu ve bu ilişkilerin toplumsal yaşamı nasıl şekillendirdiği, çalışmamın konusunu oluşturmaktadır. Öncelikli olarak ilk bölümde, toprak yönetimi ve işlenmesindeki aktörlerin tanımları ve bu kişilerin karşılaştırmalarını yaparak aralarındaki benzerlik ve farklılıklara başlıklar halinde değineceğim. İkinci bölümde ise, Senyör ve Serf arasındaki ilişki ile Sipahi ve Reaya arasındaki ilişkinin toplumsal yaşamı nasıl şekillendirdiğini, Toprağa Bağımlılık, İlişkilerin ekonomik yansıması, Evlilik ve Çocuk, Hak ve Hukuk olmak üzere dört ana başlık halinde inceleyeceğim. Dönem aralığı olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun devlet olarak kuruluş ve Balkanlar’da yayılmasını da içermesi bakımından 13. ile 16. yüzyıl aralığını hesaba kattım. Her ne kadar feodalitenin uygulanış biçimlerinin coğrafyaya göre farklılık gösterdiği gerçeğini göz ardı etmek amacında olmasam da, bu makalemde genel kanılar üzerinde yoğunlaşarak karşılaştırmalar yaptım.